Şifa Bulalım
Atatürk Köşkü gönlümüzde yerini aldıktan sonra yavaş yavaş
gerimizde bırakmıştık. Rastgele yürüyorduk. Her yanımızı saran doğa ile iç
içeydik. Yürüyor ve bilinçli alınan nefesin huzurunu hissediyorduk.
Alışılagelmiş büyük şehrin kirli havası çok uzağımızdaydı. Temiz havanın vermiş
olduğu etki biraz baş ağrısı yapmıştı bende. Yinede doğaya teşekkür ettim. Ondan gelen baş ağrısına razıydım. Her ağrı
onun verdiği gibi temiz ve sağlıktan kaynaklansaydı keşke.
Yürüdükçe güzellikler daha fazla artıyordu. Ağaçları izledik
biraz oturup, zaman akmıyordu ilk kez. Aslında mutlu olunduğunda ve bulunduğun
yerden hoşnut olduğunda zaman çabuk geçerdi oysa ki… Yolumuza devam ettikten
sonra güzel bir meydana geldik.
Karşımızda Mide Suyu vardı. Söylenene göre, “Kronik gastrit
nezlêvi bağırsak hastalıklarına, kolit kabızlık gibi hastalıklara iyi
gelmektedir. Suyun bir başka özelliği de soğutularak maden suyu gibi
içilmesidir.” Oradan biraz su doldurduk şişemize.
Ancak su o kadar kaynardı ki içmek biraz zor oldu. Kaplıcalarda doktor
tavsiyesi ile belirli gün sayısında tedavi olunuyormuş. Bir kere içmek pek bir
fark yaratmıyor maalesef. Ama suyun tadı çok farklı ve lezzetliydi bence.
Burada şeker diyetini bozup doğal bir dondurma yemek istedik. Sahibi bunda
şeker yok kendi şekeri demişti. Ve şunu belirtmek isterim, yolunuz buraya
düşerse dondurma tatmalısınız. Gerçekten çok lezizdi.
Doğanın içinde yürümeye devam ederken Ayak Suyuna
ulaşmıştık. Söylenene göre, “İrili ufaklı birçok kaynağın, kademeli olarak
kullanılması sonucu romatizma ve kırık tedavilerinde ilerleme kaydedilmektedir.
Sürekli akmakta olan bir suyolu olması ve yer yer 98 dereceyi bulan kaynakları
nedeni ile dermatolojik ve patolojik hastalıklar bulaştırmamaktadır. Ünite
girişinde bulunan havalandırma tüneli, ortama mistik bir hava vermektedir.
Herhangi bir açıklaması ya da nedeni olmadığı halde birçok insan burada dilek
tutmaktadır.” Burada biraz oturarak akan suyu izlemek oldukça keyifliydi.
Göz suyuna ulaşmak için yola devam ettik. Göz suyu, “Ulu
Önder Atatürk'ün emri ile faaliyete alınan bu kaynak, fiziki sorunlar ve
çeşitli göz hastalıklarının tedavisinde kullanılmaktadır.” Gözlerim bozuk
olduğu için en çok yararlanmak istediğim yer burasıydı. Ancak başı oldukça
kalabalıktı bir daha geldiğimde kullanmak üzere yola devam ettim.
Son durağımız Memba ve Astım Buharı oldu. Astım buharı
oldukça ilginçti. Bir kafa büyüklüğünde ki boşluğa başınızı sokuyorsunuz ve
kaynaktan gelen buharı soluyorsunuz. Ben 2 saniyeden fazla dayanamadım. Çok
kötü kokuyordu. Nefes darlığına iyi gelir deniyor ancak nefes darlığı olan
birinin burada çok uzun süre kalabileceğini düşünmüyorum. Memba, “Suyun çıktığı
kaynaktır. Su 62 - 65 derece, saniyede 35 litre olarak çıkmaktadır.” Astım Buharı,
” Kaynaktan çıkan ve iyon yapısı
incelenmiş buhar, nefes darlıkları, kan dolaşımı, astım ve solunum yolları
hastalıklarına iyi gelmektedir” denmiştir.
Meydanda hoşça vakit geçirebileceğiniz kafeler bulunuyor,
papağanlarla fotoğraf çekinebilirsiniz. Hediyelik eşyalar bakabilirsiniz burada.
Bizim ise Karaca Arboretumu için geri dönüş yolumuz başlıyor.
Yorumlar
Yorum Gönder