Ana içeriğe atla

Kırklareli’nde Gezilecek Yerler - Dupnisa Mağarası


Dupnisa Mağarası 


Kırklareli’nde Gezilecek Yerler - Dupnisa Mağarası
Günübirlik İstanbul dışına çıkmaya karar vermiştik ablamla. İstanbul’a en yakın yerlerden biri olan Kırklareli bizim için ilk sırada yerini almıştı. Kırklareli içinde bulunan İğneada’yı oldukça merak ediyor ve ne zamandır gitme hayali kuruyorduk. Yolculuğumuza sabahın erken saatlerinde başladık. İlk durağımızı Dupnisa mağarası olacaktı. Hayatımda ilk kez mağara görecek olmanın heyecanı ile zaman sanki akmıyordu. Yollar bitmiyordu. Mağara kelimesini düşündüğümde kafamda hep bunlar canlanırdı; “Mağara nasıl bir yerdi? İnsanlar oralarda nasıl yaşamıştı? Mağaradan şehir hayatına geçmek için karar vermelerine ne sebep olmuştu? Çoğalan nüfus mu? Yiyecek yetersizliği mi? Yoksa her zaman içimizde var olan yeni yerler görme, farklı bölgede yerleşim kurma içgüdüsü mü? Bu içgüdü onlarda da var mıydı? Yoksa onların yaşam tecrübelerinden bize aktarılan atasal genlerimiz ile sadece bizde mi vardı bu içgüdü? Ya da daha rahat bir hayat her zaman insanların ortak düşü müydü?” Daha önce Dupnisa Mağarası hakkında hiçbir bilgim yoktu ve başladım yolculuk sırasında bilgi aramaya…

Kırklareli’nde Gezilecek Yerler - Dupnisa Mağarası


Dupnisa Mağarası Kırklareli’nin Demirköy ilçesinde. İkinci Jeolojik zamanın Jura (Günümüzden 180 milyon yıl önce oluşmuş) mermerler içerisinde gelişen mağaralar, birbirine bağlı iki kat ve üç mağaradan oluşmuş. 3150 metre uzunluğa sahip ve Trakya bölgesinde turizme katkı sağlayan tek mağaradır. Yeraltında olması oldukça faklı kılıyor Dupnisa Mağarasını. Bu Mağaraya 3 farklı kapıdan giriş yapmak mümkün. Dupnisa Mağarası kapılarının isimleri sırasıyla; Dupnisa Dolin, Kuru Mağara ve Kız Mağarası. Mağaranın ilk bin metresi su ile dolu bir girişe sahip. Normal halk her yerini gezemiyor. İçerisinde yeraltı suları, yarasaların olduğu tehlikeli hatta vahşi bir ortam var. Bilimsel olarak “Mağara Sistemi” olarak tanınır. Toplam uzunluğu 2720 metre olan sistemin üst katını, Kuru ve Kız Mağaraları oluşturur. Gelişimini tamamlamış bu mağaralardan, 50-60 metre aşağıda Sulu Mağara yer alır. İçinden devamlı akışı olan bir yer altı nehri akan ve deniz düzeyinden 345 metre yukarıda giriş ağzı bulunan bu mağaranın toplam uzunluğu 1977 metredir. Son noktası ise, girişten 61metre yukarıda yer alır. Türkiye, mağara literatürünün en çok bilinen mağaralardan biri olan Dupnisa mağaraları; yaklaşık dört milyon yıldan beri oluşum ve gelişimini sürdüren büyük bir yer altı sistemi. İçinde sürekli akışa sahip bir yer altı nehri ve bu nehrin oluşturduğu, derinliği yer yer 2 metreyi aşan göller bulunan mağarada, zengin damla taş oluşumları yer alıyor. Süt beyazdan kırmızı ve kahverenginin her tonunda renge sahip olan ve dev boyutlara ulaşan sarkıt, dikit ve sütunlar ile perde ve bayrak damla taşları ve damla taş havuzları, insanı büyüleyici ve hayranlık uyandıran görünüme sahip. 2720 metre uzunlukta büyük bir yer altı sistemi olan Dupnisa Mağaralarının üst katını oluşturan ve içinde dev sarkıt, dikit ve sütunlarla kaplı olan Kuru Mağaranın 250, Sulu ana mağaranın da 200 metrelik bölümü turizme açılmıştır. 450 metrelik bu kısımda yürüyüş iskelesi, aydınlatma mevcuttur. Bir bilgiye göre de, “2001 de yapılan sayımda 8 türden 30.000 yarasa sayılmıştır. “ Mağara gerçekten büyüleyici, sarkıtları, havası, yer yer tavanın yüksekliği aynı zamanda alçaklığı. İlk girdiğiniz an hem şaşkın hem hoşnut hem de değişik duygular besleyebiliyorsunuz. Ancak ortamın hoşnutluğu ile resim çekinmek isterseniz sonuç hüsran oluyor. Çünkü oldukça kötü bir ışık var. Şöyle de diyebiliriz, Mağaranın ışıklandırması resim için uygun değil maalesef. Mağaraya girdiğiniz ilk an muhteşem bir soğuk hava var. Çıkışa yaklaştıkça ise sıcaklık.

Mağaranın giriş ücreti ise normal 6 lira, öğrenci 4 lira.


Kırklareli’nde Gezilecek Yerler - Dupnisa Mağarası


Mağaradan çıktıktan sonra geri dönüş için kullanılan yol çok hoştu. Bir dağın yamacından iniyormuş gibi hissettiren merdivenlerle, doğanın içinden güzel bir yürüyüş yaparak, tezgah açan yerel halkın içine karışıyorsunuz. Burada güzel magnetler bulabilirsiniz ve çeşitli üzümlerden yapılmış enerji dolu içeceği tadabilirsiniz.

Kırklareli’nde Gezilecek Yerler - Dupnisa Mağarası




Not: Bilgiler Kültür Portalı sitesinden alınmıştır.




Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İnsan Neyle Yaşar? / Mum

"'Göze göz, dişe diş' dendiğini duydunuz. Ama ben size diyorum ki, kötüye karşı direnmeyin." (Matta, 5:38-39. baplar) “Bu olay derebeylik zamanlarında yaşandı. Her türden derebeyi vardı o zamanlar. Tanrı ve ölüm korkusu olan, insana merhamet etmeyi bilenler de vardı, hatırlamaya bile değmeyecek, köpek gibi olanlar da. Fakat en kötüleri, çamurun içinden çıkmasına rağmen prens olmuş gibi davranan, toprak köleleri arasından yükselip amir olanlardı! Herkes en çok onlardan çekiyordu.”  Diyerek başlıyor  hikaye. Köylülere eziyet eden bir kâhyayı anlatıyor. Burada ana karakter “kötü” bir insan. Kötülüğü ise hırsından geliyor. Yükselerek bir köye kâhya olmuştur. Ancak köylülere eziyet etmektedir. Kraldan çok kralcılık taslıyor diyebiliriz. “Kâhya eline gücü geçirir geçirmez köylülerin tepesine bindi. Onun da bir ailesi –karısı ve evli iki kızı- vardı, epey de para biriktirmişti: Günaha girmeden, rahatça yaşayıp gidebilirdi, ama hırs dolu olduğun...

Kıvılcımı Söndürmeyen Ateşi Zapt Edemez

İnsan Neyle Yaşar? Kitabının ikinci öyküsüydü bu hikaye. Başlığı okumamla beraber merak etmeye başlamıştım bu öyküyü. Hani bazı cümleler vardır, insanın içine dokunur işte böyle olmuştu. Daha başlıkta içime dokunmuştu. Bu kısa öykü bir hayat dersi aslında. Nefret küçük bir kıvılcım olup yüreğimizde ki yerini aldığında kendimizi haklı çıkarmak adına her yola sürükleyebiliriz. Nefret yüktür derler ya işte öyle… Bu hikayede de nefretin aslında en çok kime zarar verdiğini net bir şekilde göreceğiz. Bir yumurtadan başlayan, her şeyi koca alevlere dönüştüren bir öfke anlatılıyor bu öyküde. Aslında ilk başlarda huzurlu bir komşulukları vardı bu öyküde ki insanların. Sonra bir gün tavuk karşı komşunun arsasına girer ve bir yumurta kayıptır. Önce kadınlar başlar kavgaya. Bir yumurtadan sebeple… Sonra erkeklerde dahil olur bu kavgaya. Öyle büyür öyle büyür ki bu kavgalar. Artık birbirlerini şehre gidip mahkemeye vermekten neredeyse topraklarıyla uğraşacak vakit bulamamışlar. Tabi ...

İnsana Ne Kadar Toprak Lazım / İnsan Neyle Yaşar?

Bu öyküyü çok küçükken okumuştum. Yıllar geçtikten sonra tekrar okuduğumda bu kadar hafızamda yer etmiş olmasına şaşırmıştım. Öykünün tümünü hatırlıyordum. Öyküyü yeniden okuduğumda çok etkilendim. Büyük ihtimalle küçükken okuduğumda da bu denli etkilenmiştim. İnsanın aç gözlülüğü belki bu kadar açık, nazik ve zekice anlatılabilirdi. Aza kanaat etmeli. Aslında bundan bir 10 yıl önce kendi çevremde de bu böyleydi. Herkes her şeyi paylaşır, herkes halinden memnundu. Kimse daha fazlasını aç gözlülük ve ya göstermek için istemezdi. Kendi hayatını ileri taşımak herkesin hayalidir. Benimde öyle ancak, bu hırsla ve aç gözlülük yüzünden olmamalı. Bilinçlice eldekilerin keyfini çıkarırken gelmeli daha fazlası. Böyle olursa eğer hayatın tadının daha iyi çıkacağını düşünüyorum. Hep daha fazlasını isterken, ömür bitiyor bir hiçlik içinde. Özellik son zamanlar da, artık hemen hemen herkes halinden şikayetçi. Herkes daha fazlasını istiyor ama kimse daha fazlasının ne olduğunu bilmiyor. Çü...