Modern Klasikler, ilk olarak kapak tasarımı ile çok dikkatimi
çekiyordu. Her kitapçıya girdiğimde elimde en az iki kitabını almış olarak
çıkıyorum. Hem fiyatı makul hem de o fantastik dünya beni cezbediyor. Yine bir
kitapçıda gezindiğim sırada raflardan seçtiğim kitapları koklar ve incelerken
sol çaprazda bulunan modern klasiklere gözüm takıldı ve adımlarım oraya doğru
yöneldi. Elime aldığım ilk kitabı incelemeye koyuldum ve geri yerine
bırakamadım.
Hikaye hayali bir kasabada geçiyor, burası öyle bir yer ki,
hepimizin düşlerinde böyle bir yerde yaşamak mutlaka geçmiştir. Bu kasabanın
tarihinde bir insanın başka bir insana sesini dahi yükseltmişliği yoktur. Kavga,
gürültü, hayıflanma ve mutsuzlukta asırlık tarihinde rastlanılan kavramlar
değildir.
Burası, müstakbel eşinle on yıl boyunca tanışmışlığın yoksa
evlenemeyeceğin bir yer. Güvenlik güçlerinin asla işinin çıkmadığı ve bu
yüzdende onlara ihtiyaç duyulmayan, kimsenin acelesi olmayan ve hayatın tadını
çıkarıp ömürlerin sükûnet ve durağan bir şekilde geçirildiği bir kasabadır.
Yöneticilerin bile hiçbir önemli karar almadan göçüp gittiği
bir yaşam. Ve bir gün Doktor Ox, bu kenti aydınlatma projesi ile çıkagelir. Ve
bu kentin halkını kobay olarak kullanacağı gizli bir projesi daha vardır. Ve arka kapakta diyor ki, “ bilim vicdansız
kişilerin elinde tehlikeli olabilir…”
Kentte aydınlanma başladıkça huzursuzluklar ve kavgalar da
alır başını gider. O sakin halktan tabiri caizse vahşet ve şiddeti seven bir
halk doğmuştur. Bu hepimizin içinde olan bir olgu mu yoksa sadece deney
yüzünden insanlar bu hale gelebilir mi bilemem. Ancak hepimiz psikolojik ve ya fiziksel şiddet için belki de bir fırsat bekliyoruzdur. Jules Verne, ileride
gelişecek olan teknolojiye mi gönderme yaptı, insanların asla toplulukla
beraber sakin kalamayacağına ve bir gün mutlak surette her yerde sükûnetin kitleler
halinde bozulacağına mı ironi yaptı onu da bilemem…
Okuması, eğlenceli ve elimden bırakmadan bitirdiğim bir
kitap oldu. Hayali şehirlerin, fantastik deneylerine maruz kalmış bir halkı
okumak isteyenler için ilk tercihlerden olabilir…
-Alıntılar-
" Zira bilim, vicdansız kişilerin elinde tehlikeli
olabilir. "
“Yine konuş ve sürdür
Kalbimdeki şu tarifsiz uykuyu.”
Kalbimdeki şu tarifsiz uykuyu.”
''Tüm yaşamı boyunca hiçbir şeye karar vermeden ölen bir
adam, bu dünyada mükemmeliyete yaklaşmış demektir.''
“...haklarına sıkı sıkıya bağlı bir ulus, zamanaşımı diye
bir kavramı kabul edemez.”
“Salgın hastalıkların belli bir özelliği vardır. İnsanlara
bulaşanlar hayvanları, hayvanlara bulaşanlar ise bitkileri etkilemez.”
“Evet, on yıl! On yıl boyunca birbirlerinin kalplerini
fethetmeye çalışıyorlardı. Birine bir yaşam boyu bağlanmak söz konusu
olduğunda, bu süreye gerçekten uzun denilebilir mi? Mühendis ya da doktor, avukat
ya da valilik danışmanı olabilmek için on yıl eğitim görülsün de, biriyle
evlenmek için onunla ilgili gerekli bilgileri edinmek bundan daha az zaman
alsın ha!”
“-Selefimiz, dedi Van Tricasse ciddi bir tonda, selefimiz
durumlar karşısında asla kesin kelimesini kullanmaya cesaret edemezdi. Bütün
kesinlemeler tatsız geri dönüşlere yol açar.
“Ne kadar ağır gelse de, benden hep gerçeği duyacaksınız.”
“"Aptal" kelimesini kullandığım için beni
bağışlayın. Cuk oturduğundan kabalığının kusuruna bakmayın.”
“Bu şartlarda sakin bir insan anormal bir yaratık olarak
görülebilirdi.”
“Anlayın artık: bir yüzyıldır arabacıların küfretmediği,
birbirlerine sövüp saymadığı, atların huysuzlanmadığı, köpeklerin ısırmadığı,
kedilerin tırmalamadığı, kısacası tartışmanın gölgesine bile rastlanmayan bir
kent bu! Sulh ceza mahkemelerinin bile tüm bir yıl iş olmadığı için çalışmadığı
bir kent! Ne sanatın ne de işin, hiç ama hiçbir şeyin coşku yaratmadığı bir
kent! Yüz yıldır, hiçbir zaptın tutulmadığı, jandarmaların laf olsun diye
ortalıkta dolaştığı bir kent! Uzun sözün kısası, üç yüz yıldır ne bir yumruğun
ne de bir tokadın atıldığı bir kent! Bu böyle devam edemez, tüm bunları
değiştireceğiz, anlıyorsunuz değil mi üstat Ygéne?”
“Filozoflar böylesi yüksekliklerde ortaya çıkmış ve yine
bilgeler de, bu dünyanın zavallılıklarının üzerinde, böylesi yüksekliklerde
yaşamış olmalılar.”
“İyice düşünmeden asla harekete geçmemeli.”
“Bu ürkütücü ilişkilere girmeden önce( evlilik) , nişanlılar
birbirlerini inceleme için gerekli araştırmalar, aynı kolejdeki gibi, en az on
yıl sürüyordu. Bu süreden önce "onay almak" nadirdi.”
“Deliriyor muyuz yoksa acaba kenti büyük bir hastaneye mi
dönüştürmek gerekecek?”
"Zaman sana uymuyorsa, sen zamana uy!"
Yorumlar
Yorum Gönder