Salman Rushdie’yi ilk Floransa Büyücüsü kitabında
tanımıştım. Anlatım tarzı, kurgusu ve hayal gücü ile tam bir şölen gibi
gelmişti bana. Daha sonra birçok kitabını almış olsam da diğer kitabını yeni
okumaya başlamıştım. Üst üste aynı yazarı okuyamamak gibi bir sorunum var.
Kitapları çok akıcı olmasa da kolay okunuyor. Sonunu
okumadansa hikayeyi anlayamıyorsunuz. Bana çok farklı gelen bir tarzı var
Salman Rushdie’nin. Efsaneler ve masallar içinde uzun süreli bir yolculuk onun
hikayelerini okumak.
Bu kitapta da ilk karşıma çıkan, Floransa Büyücüsündeki gibi
bir sayfada yazılmış olan birkaç söz. Bu sözlerden hoşuma giden biri var ki... Bayılıyorum desem yeridir. “Yazmam gereken kitabı, benden beklenen romanı
yazmak yerine, bizzat okumak istediğim kitabı yarattım.” Çok hoş ve anlamlı
değil mi?
Hikaye İbn Rüşd ve Gazzali’nin fikirleriyle onların sonu
gelmeyen çekişmeleri ile dolu. Şuna da değinmek gerekir ki, Yazarın babası İbn
Rüşd’e olan sevgisinden dolayı Rushdie soyadını almış. Bu romanda ise Salman,
İbn Rüşd’ü başkahraman yapmış ve bence kendisinin de ne kadar sevdiğini ve
saygısını devam ettiğini göstermiş.
Salman Rushdie kitaplarını yazmadan önce çok fazlar
araştırma yaparmış, bu araştırmalar bazen yıllar bile sürermiş. Bunu okuyunca
anlıyoruz. Öyle güzel kurgular sunuyor ki, öyle geçmişe gidiyor ki, kitabın
arkasında da belirtilen gibi, mitoloji mi, tarih mi desek bilemiyoruz bu
hikayelere.
Dünya ile Peristan’ın kapıları kapanmadan çok uzun yıllar
önce bir kraliçe cin dünyaya gelir. İnsan olmayı seçer. İbn Rüşd’e aşık olur
ve onun karısı olur. O kadar çok çocukları olur ki… Ancak Dunia diğer cinlerden
farklıdır. Cinler aile ve ya çocuk gibi kavramları insanlar gibi duygusal
olarak taşımazlar. Fakat Dunia çocuklarını sever. Öyle sever ki… Yüzyıllar
sonra onları kurtarmak için dünyaya yeniden gelir.
Gazzali, yüzyıllar önce kötü bir cini tıkıldığı şişeden
kurtarmış ve ona her ne olursa olsun ben seni çağırdığımda yanıma geleceksin
diyerek anlaşma yapmıştır. Aradan o kadar uzun yüzyıllar geçmiştir ki Gazzali
bir toprak olduğunda ve cine seslendiğinde cin önce anlam verememiştir. Cinler
kötü de olsa mutlak sözlerinde durdukları için Gazzali’nin yanına gitmiş ona
isteğini sormuş. Gazzali ona, “insanların Tanrı’ya yönelmesi için onları korkut.
Çünkü insanlar korktuklarında mutlaka Tanrı’ya yönelir” demiştir. Ve İbn Rüşd
ise Dunia’yı yanına çağırarak, çocuklarını toplamasını yeni bir dünyalar
savaşına hazırlamasını söylemiştir. Dünyayı, Dunia ve onun çocukları
kurtaracaktır…
İbn Rüşd ve Gazzali arasında ki atışmalar neredeyse toprağın
altında bile devam etmiş… Gazzali’ye, “
fiziksel eylemlerin ötesindeyiz artık, ya da kötü eylemlerin diyelim istersen.”
Demiştir. “Çok doğru” dedi Gazzâlî. Eklemek gerek ki üzücü de. Peki o halde
başla bakalım.
“ İnsanlığı tek bir insanmış gibi düşünelim diye söze
başladı İbn Rüşd. Bir çocuk hiçbir şeyi anlamaz, yeterli bir insan olmadığı
için inanca sarılır. Mantık ve batıl inanç arasındaki mücadele için insanlığın
uzun ergenlik dönemi diyebiliriz, mantığın zaferi de insanın yetişkinliğe
ulaşması olacaktır. Tanrı yok demiyorum ama her gururlu ebeveyn gibi o da çocuğunun
kendi ayakları üzerinde duracağı, dünyada yolunu çizeceği, ona bağımlılıktan kurtulacağı
günü bekliyor.”
“Tanrı üzerinden
iddialarda bulunduğun sürece diye cevap verdi Gazzali. Rasyonel ve kutsalı
beceriksizce uzlaştırmaya çalıştığın sürece beni asla yenemezsin. Neden inançsızlığını
itiraf etmiyorsun? Söze oradan devam edebiliriz. Neslinden gelenlere bak hele
batının ve doğunun tanrıtanımaz alçakları. Sözcüklerin yalnız kafirlerin
zihninde karşılık buldu. Hakikatin peşinden gidenler seni unuttu. Hakikatin
peşinden gidenler mantıkla bilimin insan zihninin gerçek ergenliği olduğunu
bilir. İman Allah'ın bize armağanıdır, mantık ona karşı yeniyetmelik isyanımız.
Yetişkinliğe ulaştığımızda yapmak için doğduğumuz şeyi yapıp inanca döneceğiz.”
“ Zamanla göreceksin ki dedi İbn Rüşd, insanların sonunda
Tanrıdan yüz çevirmesi din neden olacak. İnançlılar Tanrının en kötü avukatları.
1001 yıl da sürse sonunda din silinip gidecek ve ancak o zaman Tanrının
hakikatini yaşamaya başlayacağız.”
“ işte dedi Gazzali. Aferin şimdi, sayısız piçin babası
gerçek yüzünü gösterip küfür suçu işlemeye başladın…”
Gazzali ve İbn Rüşd’ün tartışmaları tabii ki bu kadar değil
ancak asıl sebep din. Ve ikisi de aynı şeylere inanmalarına karşın farklı
yorumlar getiriyor.
Ve böylece dünyalar savaşının galibini bilmek, okumak
heyecanı artırıyor…
Yorumlar
Yorum Gönder