Ana içeriğe atla

The Suspect Kore Filmi Yorumu


The Suspect Kore Filmi Yorumu



Goblin dizisi ile tanıdığım ardından Train To Busan filmini izlediğim Gong Yoo oyunculuğuna hayran kaldığım Korelilerden.

Gong Yoo filmleri içerisinde hiç dikkatimi çekmeyen bir yapım çıktı karşıma The Suspect. Gerilim, Dram ve Aksiyon türü ile dikkatimi çekmiş izlemeye başlamıştım.

Filmin başları çok sıkıcı gelmişti ama sarmıştım bir şekilde. Aksiyon sahneleri biraz baş döndürücü olmuştu. Kameralar sürekli dönüyordu o sahneleri izlerken biraz zorlandım açıkçası.

The Suspect Kore Filmi Yorumu

Kuzey Koreli bir ajan olan Gong Yoo’nun hikayesi hem dram dolu hem de aksiyon… Oldukça sıkı bir eğitimden geçmiş Gong Yoo. Çoğu kişinin tamamlayamadığı neredeyse çoğunun öldüğü eğitimleri başarıyla geçmiş. Ancak bir gün ülkesi tarafından terk edilmiş ve Güney Kore’de sığınmacı olarak yaşamaktadır.

Ona sahip çıkan Başkan cinayete uğrar ve suç Gong Yoo’nun üzerine kalır. Bu saatten sonra Gong Yoo masumiyetini kanıtlamak için mücadele etmek zorunda kalmıştır. O aynı zamanda eşini ve çocuğunu öldüren eski dostunu yakalayıp intikamını da almak istemektedir.

The Suspect Kore Filmi Yorumu


Tür: Dram, Aksiyon, Gerilim
Yönetmen: Won Shin-Yeon
Senaryo: Lim Sang-Yoon
Yapımcı: Shin Chang-Hwan
imdb: 6.9
daum: 7.9
Süresi: 137 Dakika
Yapım Yılı: 2012 - 2013
Gösterim Tarihi: 24 Aralık 2013

Oyuncular: Gong Yoo, Park Hee-Soon, Yoo Da-In, Cho Seong-Ha, Jo Jae-Yun, Kim Sung-Kyun

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İnsan Neyle Yaşar? / Mum

"'Göze göz, dişe diş' dendiğini duydunuz. Ama ben size diyorum ki, kötüye karşı direnmeyin." (Matta, 5:38-39. baplar) “Bu olay derebeylik zamanlarında yaşandı. Her türden derebeyi vardı o zamanlar. Tanrı ve ölüm korkusu olan, insana merhamet etmeyi bilenler de vardı, hatırlamaya bile değmeyecek, köpek gibi olanlar da. Fakat en kötüleri, çamurun içinden çıkmasına rağmen prens olmuş gibi davranan, toprak köleleri arasından yükselip amir olanlardı! Herkes en çok onlardan çekiyordu.”  Diyerek başlıyor  hikaye. Köylülere eziyet eden bir kâhyayı anlatıyor. Burada ana karakter “kötü” bir insan. Kötülüğü ise hırsından geliyor. Yükselerek bir köye kâhya olmuştur. Ancak köylülere eziyet etmektedir. Kraldan çok kralcılık taslıyor diyebiliriz. “Kâhya eline gücü geçirir geçirmez köylülerin tepesine bindi. Onun da bir ailesi –karısı ve evli iki kızı- vardı, epey de para biriktirmişti: Günaha girmeden, rahatça yaşayıp gidebilirdi, ama hırs dolu olduğun...

İnsana Ne Kadar Toprak Lazım / İnsan Neyle Yaşar?

Bu öyküyü çok küçükken okumuştum. Yıllar geçtikten sonra tekrar okuduğumda bu kadar hafızamda yer etmiş olmasına şaşırmıştım. Öykünün tümünü hatırlıyordum. Öyküyü yeniden okuduğumda çok etkilendim. Büyük ihtimalle küçükken okuduğumda da bu denli etkilenmiştim. İnsanın aç gözlülüğü belki bu kadar açık, nazik ve zekice anlatılabilirdi. Aza kanaat etmeli. Aslında bundan bir 10 yıl önce kendi çevremde de bu böyleydi. Herkes her şeyi paylaşır, herkes halinden memnundu. Kimse daha fazlasını aç gözlülük ve ya göstermek için istemezdi. Kendi hayatını ileri taşımak herkesin hayalidir. Benimde öyle ancak, bu hırsla ve aç gözlülük yüzünden olmamalı. Bilinçlice eldekilerin keyfini çıkarırken gelmeli daha fazlası. Böyle olursa eğer hayatın tadının daha iyi çıkacağını düşünüyorum. Hep daha fazlasını isterken, ömür bitiyor bir hiçlik içinde. Özellik son zamanlar da, artık hemen hemen herkes halinden şikayetçi. Herkes daha fazlasını istiyor ama kimse daha fazlasının ne olduğunu bilmiyor. Çü...

Kıvılcımı Söndürmeyen Ateşi Zapt Edemez

İnsan Neyle Yaşar? Kitabının ikinci öyküsüydü bu hikaye. Başlığı okumamla beraber merak etmeye başlamıştım bu öyküyü. Hani bazı cümleler vardır, insanın içine dokunur işte böyle olmuştu. Daha başlıkta içime dokunmuştu. Bu kısa öykü bir hayat dersi aslında. Nefret küçük bir kıvılcım olup yüreğimizde ki yerini aldığında kendimizi haklı çıkarmak adına her yola sürükleyebiliriz. Nefret yüktür derler ya işte öyle… Bu hikayede de nefretin aslında en çok kime zarar verdiğini net bir şekilde göreceğiz. Bir yumurtadan başlayan, her şeyi koca alevlere dönüştüren bir öfke anlatılıyor bu öyküde. Aslında ilk başlarda huzurlu bir komşulukları vardı bu öyküde ki insanların. Sonra bir gün tavuk karşı komşunun arsasına girer ve bir yumurta kayıptır. Önce kadınlar başlar kavgaya. Bir yumurtadan sebeple… Sonra erkeklerde dahil olur bu kavgaya. Öyle büyür öyle büyür ki bu kavgalar. Artık birbirlerini şehre gidip mahkemeye vermekten neredeyse topraklarıyla uğraşacak vakit bulamamışlar. Tabi ...