Ana içeriğe atla

Hırçın Sevgilim Kore Filmi Yorumu

Hırçın Sevgilim Kore Filmi Yorumu





Bu kadar klişe bir filmi neden bu kadar geç izlediğime cevap vermeyeceğim 
sanırım. Aşk ve romantik konulu filmleri pek sevmiyorum ama başrolde Jin Ji Hyun olduğunu duyunca izlemek istedim. Kesin çok gülerim diye düşünmüştüm.
Bence sıkıcı ve soğuk günlerde izlenecek sıcak bir film. Oyuncular şahane konu beklediğimden çok daha güzeldi. Tesadüfler üzerine kurulu desek olmaz ama sevimli bir aşk hikayesiydi.

Hırçın Sevgilim, 2001 yapımı Güney Kore filmi. Kolej öğrencisi Kyun-woo(Tae-hyun Cha)bir akşam eve dönüşünde metroda çok güzel ama bir o kadar da sarhoş bir kıza(Ji-hyun Jun) rastlar. Kız metro hattının kenarında ayakta zor durmaktadır ve Kyun-woo onu trenin önüne düşmekten kurtarır. Bindikleri trende kız baygın düşmeden önce en son Kyun-woo'a laf attığı için yolcular onun kız arkadaşı olduğunu düşünürler. Yolcuların suçlayıcı bakışları üzerine Kyun-woo kızın sorumluluğunu almak ve onu bir motele kadar taşımak zorunda kalır.


Hırçın Sevgilim Kore Filmi Yorumu
2008 yılında My Sassy Girl adıyla yeniden çevrilmiştir.

Ben filmin ortaların çok sıkılmıştım hatta ileri sara sara biraz atlayarak izledim. Çok fazla güldüğüm sahneler olmamıştı. Ama finali ve konuyu bağlamaları gerçekten güzeldi.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İnsan Neyle Yaşar? / Mum

"'Göze göz, dişe diş' dendiğini duydunuz. Ama ben size diyorum ki, kötüye karşı direnmeyin." (Matta, 5:38-39. baplar) “Bu olay derebeylik zamanlarında yaşandı. Her türden derebeyi vardı o zamanlar. Tanrı ve ölüm korkusu olan, insana merhamet etmeyi bilenler de vardı, hatırlamaya bile değmeyecek, köpek gibi olanlar da. Fakat en kötüleri, çamurun içinden çıkmasına rağmen prens olmuş gibi davranan, toprak köleleri arasından yükselip amir olanlardı! Herkes en çok onlardan çekiyordu.”  Diyerek başlıyor  hikaye. Köylülere eziyet eden bir kâhyayı anlatıyor. Burada ana karakter “kötü” bir insan. Kötülüğü ise hırsından geliyor. Yükselerek bir köye kâhya olmuştur. Ancak köylülere eziyet etmektedir. Kraldan çok kralcılık taslıyor diyebiliriz. “Kâhya eline gücü geçirir geçirmez köylülerin tepesine bindi. Onun da bir ailesi –karısı ve evli iki kızı- vardı, epey de para biriktirmişti: Günaha girmeden, rahatça yaşayıp gidebilirdi, ama hırs dolu olduğun...

İnsana Ne Kadar Toprak Lazım / İnsan Neyle Yaşar?

Bu öyküyü çok küçükken okumuştum. Yıllar geçtikten sonra tekrar okuduğumda bu kadar hafızamda yer etmiş olmasına şaşırmıştım. Öykünün tümünü hatırlıyordum. Öyküyü yeniden okuduğumda çok etkilendim. Büyük ihtimalle küçükken okuduğumda da bu denli etkilenmiştim. İnsanın aç gözlülüğü belki bu kadar açık, nazik ve zekice anlatılabilirdi. Aza kanaat etmeli. Aslında bundan bir 10 yıl önce kendi çevremde de bu böyleydi. Herkes her şeyi paylaşır, herkes halinden memnundu. Kimse daha fazlasını aç gözlülük ve ya göstermek için istemezdi. Kendi hayatını ileri taşımak herkesin hayalidir. Benimde öyle ancak, bu hırsla ve aç gözlülük yüzünden olmamalı. Bilinçlice eldekilerin keyfini çıkarırken gelmeli daha fazlası. Böyle olursa eğer hayatın tadının daha iyi çıkacağını düşünüyorum. Hep daha fazlasını isterken, ömür bitiyor bir hiçlik içinde. Özellik son zamanlar da, artık hemen hemen herkes halinden şikayetçi. Herkes daha fazlasını istiyor ama kimse daha fazlasının ne olduğunu bilmiyor. Çü...

Kıvılcımı Söndürmeyen Ateşi Zapt Edemez

İnsan Neyle Yaşar? Kitabının ikinci öyküsüydü bu hikaye. Başlığı okumamla beraber merak etmeye başlamıştım bu öyküyü. Hani bazı cümleler vardır, insanın içine dokunur işte böyle olmuştu. Daha başlıkta içime dokunmuştu. Bu kısa öykü bir hayat dersi aslında. Nefret küçük bir kıvılcım olup yüreğimizde ki yerini aldığında kendimizi haklı çıkarmak adına her yola sürükleyebiliriz. Nefret yüktür derler ya işte öyle… Bu hikayede de nefretin aslında en çok kime zarar verdiğini net bir şekilde göreceğiz. Bir yumurtadan başlayan, her şeyi koca alevlere dönüştüren bir öfke anlatılıyor bu öyküde. Aslında ilk başlarda huzurlu bir komşulukları vardı bu öyküde ki insanların. Sonra bir gün tavuk karşı komşunun arsasına girer ve bir yumurta kayıptır. Önce kadınlar başlar kavgaya. Bir yumurtadan sebeple… Sonra erkeklerde dahil olur bu kavgaya. Öyle büyür öyle büyür ki bu kavgalar. Artık birbirlerini şehre gidip mahkemeye vermekten neredeyse topraklarıyla uğraşacak vakit bulamamışlar. Tabi ...