Ana içeriğe atla

Gerçek Hayattan Uyarlanmış Etkiyeci Bir Film / New Trial Kore Filmi

Gerçek Hayattan Uyarlanmış Etkiyeci Bir Film / New Trial Kore Filmi
Filmin gerçek bir yaşanmışlık olduğunu filmin sonunda öğrendim. Yüreğime çok dokundu ağlamak istedim. Bu dünyada ki haksızlık ne zaman bitecek? Kızgınlık sardı biran beynimin tüm hücrelerini… İzlemek bu kadar zorduysa, yaşamak nasıldı kim bilir?

Ömrünün en verimli yıllarını, gençliğinin başında katil olarak, on yıl hapis yatan bir gencin hikayesi New Trial…

Babasını denizde kaybetmiş ve annesinin diyabet hastalığı yüzünden zor zamanlar geçiriyor. Çalıştığı bir kafe de, genç kız arkadaşını bir tacizden kurtardıktan sonra eve dönerken motosikletle birine çarpıyor. Ağır yaralı bir durum yok ancak kafasını çevirdiğinde takside bir adamın öldüğünü görüyor. Polislere haber veriyor ama kalan ömrü boyunca belki de basıp gitmeyi tercih ederdi?

Gelen polislerin arasında çalıştığı kafede ki adamlar var. Adamlar motosikletin içinde bir bıçak buluyor ve cinayeti bu gencin işlediğini düşünüyorlar. Halbuki bu bıçak cinayet bıçağı değildir. Polisler onu kapanmış eski bir otele götürürler burada ölesiye dayak ile cinayet bıçağını gencin olduğunu kabul ettirirler. Zoraki itiraf almak isteseler de bunu uzun süre başaramazlar.

15 yıl ceza kesinleşmiştir artık. Birkaç yıl sonra 10 yıla düşmesi için yapması gereken tek şey vardır. İtiraf ve pişmanlık duyduğunu anlatan bir mektup yazmak. Artık her şeyin bittiğini düşünür ve mektubu yazmaya karar verir. Annesinin hayır demesine rağmen. Annesi 10 yılın sonunda diyabet yüzünden gözlerini kaybetmiştir. Ve bu genç hayattan kendini soyutlamış bir halde yaşamaya devam etmektedir.

Ancak problemler bununla bitmiyor. Cezasını çekmiş olan gencin bu defada sigorta şirketine hayli bir miktar para ödemesi gerekiyor.

İşte bu anda borç batağında yüzen ve kendine iş arayan bir avukatla yolları kesişiyor. Avukat kalıcı bir iş bulabilmek için bu davayı halletmek zorunda. Ancak o yeniden duruşmaya başvurarak gencin masumiyetini kanıtlamaya çalışır. Tabi zorluklar bununla da sınırlı değil…

Yıllar önce gerçek katil ortaya çıkmış ve suçunu itiraf etmek istemişse de polisler ve savcılar beceriksiz olarak adlandırılmamak için olayın üstünü örtmüş ve gerçek katili akıl hastanesine kapatmışlardır.

Tüm zorluklara rağmen mahkeme günü gelmiştir. İşte gencin hikayesi yani sonun başlangıcı burada...

Beklediğimden çok daha güzel ve duygulu bir filmdi. Ancak mahkeme sahnesinin daha uzun olmasını isterdim. 2 saat boyunca en çok mahkemeyi merak etmiştim ancak çok kısa bir şekilde yer verilmişti… Filmin sonunda gencin yaşadığı hisleri anlayabilmek, dünya için, masum herkes için adalet dilemek elimden gelen tek şeydi…

Film 2017 yılında gösterime girmiştir.
İmdb puanı 7,3’tür.  Daum ise, 8,3’tür.
Oyuncular: Jung Woo , Kang Ha-Neul , Kim Hae-Sook , Lee Dong-Hwi , Lee Kyoung-Young, Kim So-Jin ,Kim Ha-Na, Han Jae-Young, Min Jin-Woong , Lee Jung-Eun, Kim Young-Jae , Sung Do-Hyun, Yang Hee-Myoung,
Yönetmen: Kim Tae-Yoon

Senaryo: Kim Tae-Yoon

Yapımcı: Yoon Soo-Jin, Park Sung-Il, Yoon Ki-Ho

Yorumlar

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

İnsan Neyle Yaşar? / Mum

"'Göze göz, dişe diş' dendiğini duydunuz. Ama ben size diyorum ki, kötüye karşı direnmeyin." (Matta, 5:38-39. baplar) “Bu olay derebeylik zamanlarında yaşandı. Her türden derebeyi vardı o zamanlar. Tanrı ve ölüm korkusu olan, insana merhamet etmeyi bilenler de vardı, hatırlamaya bile değmeyecek, köpek gibi olanlar da. Fakat en kötüleri, çamurun içinden çıkmasına rağmen prens olmuş gibi davranan, toprak köleleri arasından yükselip amir olanlardı! Herkes en çok onlardan çekiyordu.”  Diyerek başlıyor  hikaye. Köylülere eziyet eden bir kâhyayı anlatıyor. Burada ana karakter “kötü” bir insan. Kötülüğü ise hırsından geliyor. Yükselerek bir köye kâhya olmuştur. Ancak köylülere eziyet etmektedir. Kraldan çok kralcılık taslıyor diyebiliriz. “Kâhya eline gücü geçirir geçirmez köylülerin tepesine bindi. Onun da bir ailesi –karısı ve evli iki kızı- vardı, epey de para biriktirmişti: Günaha girmeden, rahatça yaşayıp gidebilirdi, ama hırs dolu olduğun...

Kıvılcımı Söndürmeyen Ateşi Zapt Edemez

İnsan Neyle Yaşar? Kitabının ikinci öyküsüydü bu hikaye. Başlığı okumamla beraber merak etmeye başlamıştım bu öyküyü. Hani bazı cümleler vardır, insanın içine dokunur işte böyle olmuştu. Daha başlıkta içime dokunmuştu. Bu kısa öykü bir hayat dersi aslında. Nefret küçük bir kıvılcım olup yüreğimizde ki yerini aldığında kendimizi haklı çıkarmak adına her yola sürükleyebiliriz. Nefret yüktür derler ya işte öyle… Bu hikayede de nefretin aslında en çok kime zarar verdiğini net bir şekilde göreceğiz. Bir yumurtadan başlayan, her şeyi koca alevlere dönüştüren bir öfke anlatılıyor bu öyküde. Aslında ilk başlarda huzurlu bir komşulukları vardı bu öyküde ki insanların. Sonra bir gün tavuk karşı komşunun arsasına girer ve bir yumurta kayıptır. Önce kadınlar başlar kavgaya. Bir yumurtadan sebeple… Sonra erkeklerde dahil olur bu kavgaya. Öyle büyür öyle büyür ki bu kavgalar. Artık birbirlerini şehre gidip mahkemeye vermekten neredeyse topraklarıyla uğraşacak vakit bulamamışlar. Tabi ...

İnsana Ne Kadar Toprak Lazım / İnsan Neyle Yaşar?

Bu öyküyü çok küçükken okumuştum. Yıllar geçtikten sonra tekrar okuduğumda bu kadar hafızamda yer etmiş olmasına şaşırmıştım. Öykünün tümünü hatırlıyordum. Öyküyü yeniden okuduğumda çok etkilendim. Büyük ihtimalle küçükken okuduğumda da bu denli etkilenmiştim. İnsanın aç gözlülüğü belki bu kadar açık, nazik ve zekice anlatılabilirdi. Aza kanaat etmeli. Aslında bundan bir 10 yıl önce kendi çevremde de bu böyleydi. Herkes her şeyi paylaşır, herkes halinden memnundu. Kimse daha fazlasını aç gözlülük ve ya göstermek için istemezdi. Kendi hayatını ileri taşımak herkesin hayalidir. Benimde öyle ancak, bu hırsla ve aç gözlülük yüzünden olmamalı. Bilinçlice eldekilerin keyfini çıkarırken gelmeli daha fazlası. Böyle olursa eğer hayatın tadının daha iyi çıkacağını düşünüyorum. Hep daha fazlasını isterken, ömür bitiyor bir hiçlik içinde. Özellik son zamanlar da, artık hemen hemen herkes halinden şikayetçi. Herkes daha fazlasını istiyor ama kimse daha fazlasının ne olduğunu bilmiyor. Çü...