Ana içeriğe atla

Zar Kanatlı - Michael Blumleine / Kafkaesk Öyküler


Zar Kanatlı - Michael Blumleine / Kafkaesk Öyküler
Kafkaesk kitabının dördüncü öyküsü Zar Kanatlının yazarı Michael diyor ki, “işte Franz Kafka ile ilgili sevdiğim birkaç şey: karanlıktı, eğlenceliydi, düşler çeşmesinden içmişti. Absürt anlayışına sahipti, tuhaf bir fikir buldu ve onun peşinden gitti büyük bir yorumcuydu, cinsellik hakkında yazdı. Baş kahramanı bir böcekti. Bu böcek dahiyane bir fikirdi. İçten içe hepimiz birer böceğiz. Hepimizin böceğe benzer özellikleri var hepsi bu. Onlarla bir bağımız var. Five Million Years to Earth adlı filmi bilir misiniz? İşte asıl mevzu bu. FK bunu incelememizi söylüyor. Gülünçlükleri yazdı, işkenceyi yazdı. Başkahramanının soyadı sadece K idi. İsimsiz bir kahraman. Sıradan biri. İçini, düşüncelerini ve duygularını, insanlığını boşaltabileceği, bir o kadar da mesafeli durabileceği bir adam. Fazla yakınlaşmadan K’ya bakabilir hatta zavallı adamı sevebilirdi de. Açlığı yazdı, insanlara ders veren bir maymunu yazdı, bir dünya görüşünü berraklaştırdı. Bize kafkaesk kelimesini hediye etti, yazı yazma ile ilgili düşüncelerimi değiştirdi. Onu okumaya başladığım andan itibaren eş ruhumun varlığını hissettim. Yazar öleli neredeyse 100 yıl oluyor ama ruhu hala yaşıyor.”

Zar kanatlı öyküsü kafa karıştırıcı bir öykü, ilgimi çekerek okuduğum ve konusuna tam girebilmem için birkaç defa daha okumam gereken bir öyküydü. Hikaye, o sabah galeride bir eşek arısı belirdi diye başlıyordu. Modacılar Kralı adı verilen Linderstadt hikayenin baş kahramanı idi. O, bir dahi ve bir ustaydı. Gücünün zirvesinde olduğu söyleniyordu. Ancak bu koleksiyonda tam tersi duygular içindeydi. Koleksiyonu yalındı, sıkıcıydı ve hayal gücünden yoksundu. Buram buram eski fikirler ve yorgun temalar kokuyordu. Yaratıcılığının zirvesinde bir adamın değil dibe vurmuş, sona yaklaşmış bir adamın eseriydi. Bu yeni çizgi ile beraber yolunu kaybetmişti, dokunuşunu kaybetmişti ve o gece galerisine gelen eşek arısını incelemeye başladı. Hemen hızlıca büyük bir maharetle geniş ve kararlı vuruşlarla çizmeye başladı, eşek arısının boynunu omuzlarını belini çizerken farklı açılardan çalıştı. Yaratığı özenle işlenmiş damar damar sert kanatlarıyla uçuşurken hayal etti. Beslenirken, dinlenirken, sokmaya hazırlanırken çizdi. Çeşitli giysiler giydirdi, farklı tasarımlar denedi. Eşek arısını dişi olarak düşündüğünü fark etti sonra, denekleri hep kadın olmuştu. İlk mankeni annesinin ergen oğlunun yeni filizlenmeye başlayan yeteneğini test etmek için getirdiği kızı hatırladı. Kendisini o zamanki kadar kıvrak hissetti. Zihninin kilidi açıldı, hiç olmadığı kadar yaratıcı ve özgür ruhluydu. Arıyı incelerken birden ürperdi ve bacaklarına dokundu kısa bir şok yaşadı. İnsan bacağından çok da farklı değildi. Tüyleri insan tüyleri gibi yumuşacıktı. Arı simetrikti neredeyse mükemmel bir şekilde. Hem de Modacılar Kralı kariyeri boyunca simetriyi önlemeye çalışmış, insan bedenindeki ince farklılıklara sol ve sağ taraftaki doğal farklılıklara odaklanmıştı. Kadın bedeninde her zaman vurgulanacak bir şeyler vardı, göze çarpacak eşsiz bir şey, daha havada bir kalça, daha belirgin bir omuz ve göğüs, hatta İris tabakası diğerinden azıcık daha farklı bir mavi tonda olan bir elbisenin renklerinde herhangi bir yerde bir etkiyi bir ekoyu tetikleyebilirdi. Modacılar kralının bu tür simetrileri ortaya çıkarmada olağanüstü bir yeteneği vardı. Tekil bir varlıktı, her biri farklıydı her biri özeldi ve özel görülmeyi hak ediyordu. Onun her mankeni her müşterisi Hatta hazır Kıyafet satın alan sıradan kadınlar bile göze çarpmayı hak ediyordu. Modacılar Kralı yanılıyor olabileceğini düşündü, insanlar arasındaki güzellik, farklılıklar da değil belki de benzerlikler de yatıyordu. Aslında kendisi de giydirdiği kadınlardan çok da farklı değildi. Bu onun için bir devrimdi. Kalbi delicesine çarpıyorken atölyeye gidip defterini aldı, ilk elbisesi üzerinde çalışmaya başladı. Arı şeklindeki elbisesini tasarlamaya başlamıştı. Basit yerler ile kanat ve bacak gibi. Ve şöyle diyordu, “Cebrail meleğinkiler kadar güzel kanatlar ve gözler, yuvarlak birleşik gözler, Tanrı bilir neler görüyor, incecik kıvrılan antenler, dünyanın güzelliklerini gösteren hepsinin tadını alan antenler,” ancak koleksiyonunu göstereceği gün koca bir tasarım elbiseden geriye sadece bir duvak kalmıştı. Yerde havada donmuş bir buhar Şelalesi misali duruyordu. Elbise ve kuyruk yoktu yalnızca bu puslu saydam duvak yüzünden yerini saklayacak ve açıldığında gelinin tüm tazeliğini yeniliğini ve görkemini ortaya çıkaracaktı. Dışarıda ise kalabalık içeri alınmayı bekliyordu. Moda Kralı bir an tereddüt etti. Ancak sonra ağır ağır perdeleri geri çekti incecik duvağı kaldırdı. Güneş duvağı alev alev yakıyor gibiydi. Kalbi hızlanmaya başladı, duvağı başına koyduğunda ensesindeki ve kollarında ki tüyler dimdik olmuştu. Her şey bitmişti kaybedecek ya da gizleyecek bir şey kalmamıştı, tek bir bağ yeterliydi yüzünü kaldırıp omuzlarını geri attı gururla dikilerek kapıyı açtı.

 J.K. diyor ki, başka bir dev böcek hikayesi. Ancak bu hikayenin Kafka ile benzerliği bana göre daha çok bir böceğin varlığının ya da yokluğunun, karakterin psikolojik durumunun yansıtma biçimine dayanıyor.

J.P.K diyor ki, tekrar bir böcek ve kimlik sorgulamaları. Ancak bu kez bir ikiz öyküsü. Değişim aynı derecede fantastik olsa da yalnızca başkahramanın hayalinde varlığını sürdürüyor.

10 sayfalık Kafkaesk tarzında yazılan bir öykü…

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İnsan Neyle Yaşar? / Mum

"'Göze göz, dişe diş' dendiğini duydunuz. Ama ben size diyorum ki, kötüye karşı direnmeyin." (Matta, 5:38-39. baplar) “Bu olay derebeylik zamanlarında yaşandı. Her türden derebeyi vardı o zamanlar. Tanrı ve ölüm korkusu olan, insana merhamet etmeyi bilenler de vardı, hatırlamaya bile değmeyecek, köpek gibi olanlar da. Fakat en kötüleri, çamurun içinden çıkmasına rağmen prens olmuş gibi davranan, toprak köleleri arasından yükselip amir olanlardı! Herkes en çok onlardan çekiyordu.”  Diyerek başlıyor  hikaye. Köylülere eziyet eden bir kâhyayı anlatıyor. Burada ana karakter “kötü” bir insan. Kötülüğü ise hırsından geliyor. Yükselerek bir köye kâhya olmuştur. Ancak köylülere eziyet etmektedir. Kraldan çok kralcılık taslıyor diyebiliriz. “Kâhya eline gücü geçirir geçirmez köylülerin tepesine bindi. Onun da bir ailesi –karısı ve evli iki kızı- vardı, epey de para biriktirmişti: Günaha girmeden, rahatça yaşayıp gidebilirdi, ama hırs dolu olduğun

İnsana Ne Kadar Toprak Lazım / İnsan Neyle Yaşar?

Bu öyküyü çok küçükken okumuştum. Yıllar geçtikten sonra tekrar okuduğumda bu kadar hafızamda yer etmiş olmasına şaşırmıştım. Öykünün tümünü hatırlıyordum. Öyküyü yeniden okuduğumda çok etkilendim. Büyük ihtimalle küçükken okuduğumda da bu denli etkilenmiştim. İnsanın aç gözlülüğü belki bu kadar açık, nazik ve zekice anlatılabilirdi. Aza kanaat etmeli. Aslında bundan bir 10 yıl önce kendi çevremde de bu böyleydi. Herkes her şeyi paylaşır, herkes halinden memnundu. Kimse daha fazlasını aç gözlülük ve ya göstermek için istemezdi. Kendi hayatını ileri taşımak herkesin hayalidir. Benimde öyle ancak, bu hırsla ve aç gözlülük yüzünden olmamalı. Bilinçlice eldekilerin keyfini çıkarırken gelmeli daha fazlası. Böyle olursa eğer hayatın tadının daha iyi çıkacağını düşünüyorum. Hep daha fazlasını isterken, ömür bitiyor bir hiçlik içinde. Özellik son zamanlar da, artık hemen hemen herkes halinden şikayetçi. Herkes daha fazlasını istiyor ama kimse daha fazlasının ne olduğunu bilmiyor. Çü

En Ünlü Güney Koreli Erkek Artistler Doğum Tarihleri, Burçları ve Dizileri

      Konumuz Kore olunca aklımıza ilk gelen diziler ve oyuncular oluyor. Erkekleri yakışıklılığı ile kızları sevimliliğiyle gözlerimize adeta şölen yaşatıyor. Benim de boş zamanlarıma ve uyku tutmayan gecelerime sık sık eşlik ediyor Koreli yapımlar. Bir dizi bitti mi hemen oyunculara ilgim yöneliyor ve tabi ki ilk olarak doğum tarihleri sonrasında da burçları merakımı cezbediyor. Bunun için en beğendiğim oyuncuların doğum tarihleri, burçları ve en popüler dizilerini hem kendim için hem de sizler için bir liste halinde hazırladım.  😍 En Ünlü Güney Koreli Artistler Doğum Tarihleri, Burçları ve Dizileri Listesi; Ji Chang Wook: 5 Temmuz 1987 ve Yengeç Burcu Dizi Önerisi: The K2, Healer           Lee Jong Suk: 14 Eylül 1989 ve Başak Burcu Dizi Önerisi: W, Pinocchio, Doktor Stranger ·          Park Hae Jin: 1 Mayıs 1983 ve Boğa Burcu Dizi Önerisi: Bad Guys, Man x Man Kim Woo Bin: 16 Temmuz 1989 ve Yengeç Burcu Dizi Önerisi: The Heirs,