Kelimeler Değişirse Hayat Değişir
Ergenlik ve çocukluk dönemleri kimimiz için yorucu ve erken
yaşta bize olgunluk katan durumlardan oluşuyor. Bu dönemde şanslı iseniz
hayatınızın geri kalanında da şanslı olacaksınız. Ancak durum kimi insanlar
için öyle değil. Bu durumda geçmişten gelen şansızlıklarımızı değiştirmemizin
ilk adımı kelimelerimizi değiştirmekten oluşuyor. Kelimeler değişirse düşünceler,
düşünceler değişirse kaderimiz değişir bunu unutmamalı.
Fazla duygusallık, hassaslığın benim lanetim olduğunu kısa
bir süre önce fark ettim. Bunun doğurduğu durumlar ise panik atak, ani öfke
nöbetleri, alınganlıklar, bunların doğurduğu sonuçlar ise özsaygı, özgüven,
özbenlik gibi kavramların beni yavaş yavaş terk etmesi. Ve bu duygular çok
sinsidir. Sizi bir anda terk etmez, altını açık unuttuğunuz çaydanlığın içinde
ki su nasıl buharlaşarak yavaş yavaş havaya karışıyorsa bu duygularda aynı
şekilde havaya karışıyor. Ancak evrende hiçbir zaman hiçbir şey yok olmaz.
Muhakkak başka surette dönerler. Buharlaşan sıvı yağmura, yiten özgüven kaygı
bozukluğuna… Ama geri gelebilir. Nasıl mı? Zihninize, kendinize ve etrafa
saçtığınız sözcükleri özenle seçtiğinizde. Size bir örnek vereyim. Hiç fark
ettiniz mi? Bir süre boyunca ben karanlıktan veyahut başka bir şeyden
korkmuyorum derseniz en sonunda koktuğunuz en büyük şeye dönüşürler. Çünkü
beyniniz olumsuz kelimeleri dinlemez. Onun için önemli olan köktür. Yani
korkmak. Bunun yerine bol bol güvendeyim derseniz, korkma duygusu bir müddet
sonra zihninizi ele geçiremez. Başka bir
örnek vermek gerekirse rüyalarımız hayatımızın olmazsa olmazları. Siz gece
yatmadan bu gece kabus görmeyeceğim ve ya kötü bir rüya görmek istemiyorum
derseniz kötü bir rüya görürsünüz. Bunun yerine güzel bir rüya göreceğim
demelisiniz. Bir müddet sonra güzel rüyalar görürsünüz. İlk hedefiniz gece
yatarken olumlu konuşmak olsun. Böylelikle bilinçaltınız rahatlayacaktır. Sabah
kalktığınızda of ne çabuk sabah oldu, gene iş, gene okul, zaman nasıl geçecek
akşam olsun biran önce demeyin. Bugün güzel şeyler beni bulacak deyin…
Ancak yıllardır olumsuzluğa alıştırdığınız beyniniz bu
durumdan hemen kurtulamayacaktır. Bunu şöyle düşünebilirsiniz. Bir insanın
boğulmasının en büyük sebebi boğulma korkusudur. Suya düştüğünde kendini rahat,
gevşek ve sakin bıraksa su onu kaldırır. Ancak korkuyla dolan beyin sinirlere,
ciğerlere ve kalbe baskı yapar. Bu baskı çırpınmaya ve ağırlaşmaya sonunda da
korkunun gerçekleşmesine sebep olur. Hayatınızda her daim rahat, keyifli ve
gevşek olmalısınız. Beyin buna alıştığında bu durumla devam edersiniz.
Zihninizi kontrol etmeye çalışmayın. Bırakın konuşsun, çünkü onu
susturamazsınız. Ama neye alıştırırsanız zihniniz onu konuşacaktır. Ben
ergenliğim ve ya daha öncesinden beri ailemin beni sevdiğini düşünmezdim.
Kendimi başarısızlığa odaklamıştım. Hastayım, mutsuzum, kimse beni sevmez,
beğenmez. Bunun devamında özsaygım ve özgüvenim tamamen bitmiş, evden bile tek
başıma çıkamaz hale gelmiştim. Herkesin arkamdan alay ettiğini düşünürdüm.
Ailemle kavgalarım bitmiyordu sebebi beni sevmiyorlar… Tüm arkadaşlıklarım
bitti sebebi beni kullanıyor, alay ediyorlardı. Velhasıl yeter dedim. Bu böyle
devam edemez… Bu düşüncelerle neden yaşayayım ki? Anlamsız… İnanç ve yüreğimin
bir yerinde olan umut beni hayata tuttu. Başladım dua etmeye “Allah’ım beni bu
durumdan kurtar, bu düşüncelerden” ne kadar zaman yalvardım hatırlamıyorum. En
son meditasyon, olumlamalar ile tanıştım. Ve her şeyin başı arkadaşlar “şükür”.
Evvela bu evrende var olduğunuz için şükredin. Elinizdekilerle mutlu olmayı
istemez daha fazlasını isterseniz başınıza gelecek tek şey var. Er ya da geç
elinizdekilerin de size veda etmesi. Durun ve farkına varın nelere sahipsiniz.
Bunu düşünürken daha kötüleri var diyerek rahatlatmayın kendinizi bu bir şükür
değildir. Sadece minnettar olun. İşte hayat size daha fazlasını vermeye
başlayacaktır.
Düşünce gücü kanıtlanmış bir olay. Kelimelerinizle
oluşturduğunuz düşünceler istediğiniz her durumu gerçekleştirebilir. Bende
tezahür bulan olayları şu şekilde özetleyebilirim henüz iki hafta ya oldu ya
olmadı… Bir deftere istediğim tüm düşünceleri yazdım. Ve gün içinde zihnime
gelen olumsuz düşünceler olduğunda bu cümlelerle cevap verdim. Ancak dediğim
gibi kolay ve hızlı bir durum değil. Siz olumlu şeylere yönelirseniz bir süre
olumsuz durumlar daha fazla bastırabilir. Sabırlı olun ve değişime inanın. Ben
kısa bir sürede bu yöntem ile ailem ile bağlarımı güçlendirdim. Nefret ettiğim
işimi sevmeye başladım. İşlerimi pratik bir şekilde hallettim. Fiziksel ağrılarım, boyun ve sırt %75
oranında azaldı. Uykum daha kaliteli bir hal aldı. Rüyalarımı hatırlayabildim.
Güne enerjik başlayıp tek seferde yataktan çıkabildim. Daha hızlı okuyup, tek
seferde algılama konusunda hızla yol kat ediyorum. Bunlar henüz iki hafta dahi
olmadan gerçekleşebilenler. 1-2 ay sonunda daha fazla tezahür bulacak
düşüncelerim var. Çünkü ne konuştuğumu bilerek düşüncelerimi ben kontrol
ediyorum. Bu yöntemle insanlar daha fazla şeyler başarmıştır. İnsanoğlunun en
büyük şerefi düşüncedir. Bununla tüm doğadan ayrılır. Dualar da bunun gibidir.
Tüm kalbinizle inandığınız ve istediğiniz her şey verilir. Yeter ki doğru ifade
edin. Ve kalbiniz buna inansın.
Bu konuyla alakalı Anand Dilvar’ın Köle kitabını, Joseph
Murphy’in Bilinçaltının Gücü adlı kitabını okuyabilirsiniz. Çok fazla yardımcı
olacaktır. Kendiniz için bile değilse dünya için güzellik dileyin. Neyi çok
fazla söylerseniz, o olursunuz bunu unutmayın…
Yorumlar
Yorum Gönder