Bir Açlık Sanatçısı Öyküsü
Yazarın son öyküsü olarak da bilinmektedir.1922 yılında
yazılan bu kitap içerisinde dört öykü barındırır. İlk öykü bir açlık
sanatçısıdır. İnsanların, sanatçı üzerinde ki “ne zaman yemek yiyecek” düşüncesiyle
yaptığı psikolojik baskıyı konu alır. Azalan ilgiye rağmen sanatını sürdürmeye çalışan bir açlık sanatçısının
ironik yolculuğudur. Sanatını bir kafesin içinde icra eder ve açlığından şüphe
eden insanları ikna etme çabası ile çırpınıp durur.
Çünkü oradaki herkes bilirdi ki;
"Açlık Sanatçısı" bu süre boyunca hiçbir koşul atında, zorla bile
olsa tek bir lokma dahi yemezdi, sanatı bunu ona yasaklardı. Tabi ki her
gözlemci bunu anlayamazdı; bazen görevlerini ihmal eden gece gözlemcisi grupları
olurdu, bilinçli olarak ondan uzak bir yerde oturur ve açlık sanatçısının bunu
fırsat bilerek bir şeyler yiyeceğine kesin gözle baktıklarını açıkça belli
ederek, kağıt oyunu oynarlardı. Başka hiçbir şey açlık sanatçısına bu
gözlemciler kadar işkence edemezdi...
Zira onun görünüşü insanlara ağır
geliyordu. Belki de onu bıktıran şey kendisinden duyduğu memnuniyetsizlikti… Çünkü
hiç kimse onun derdini ciddiye almadığı için daha kederliydi… Çünkü insanları
kandıran açlık sanatçısı değildi, o dürüst bir şekilde çalışıyordu ama dünya,
onu vereceği ödülle kandırıyordu…
Öykü harika bir öykü; bir gün bir
yazıda karşıma çıkmıştı büyük yazarların büyük olmasının sebebi belki de bir
cümlenin altında yüzlerce cümle yatmasıydı… O cümleleri anlamak için hayat
tecrübeleri şarttı. Ben Franz Kafka ile ilk bu öyküde karşılaşmıştım. Bu
yazarları bu öyküleri anlatmak, hislerini aktarmak kolay değil elbette.
Yukarı
da paylaşmış olduğum şey tam da bu aslında öykünün içinde ki cümleler hem o
kadar sade hem de o kadar ağır ki… Anlıyoruz evet fakat kısa bir süre sonra
tekrar okumaya başlasak yeni şeyler keşfedeceğimize eminim.
Beni benden alan hikayenin sonunda
oldu. Açlık sanatçısı yeni bir gösteri için sonunda bir yeri ikna etmiş ve
sanatına başlamıştı. “Dürüst konuşmak gerekirse, açlık sanatçısı hayvanat
bahçesine giden yolda bir gecikmeydi sadece.” Günler geçip giderken müfettiş
açlık sanatçısının yanına gelir ve diyalog şudur;
-“Her zaman performansıma hayran olmanı
istedim” der açlık sanatçısı.
-“Hayranız zaten” der müfettiş.
-“Ama hayran olmamalısınız” der açlık
sanatçısı.
-“Eh o zaman olmayız. Ama neden
olmamalıyız?” der müfettiş.
-“Çünkü ben aç kalmak zorundayım, bu
elimde değil” der açlık sanatçısı.
-“Neden elinizde değil? Diye sorar
müfettiş.
-“Çünkü sevdiğim bir yiyecek
bulamadım. Bulsaydım inanın bana, hiç yaygara koparmadan siz ve ya başka
insanlar gibi tıka basa yerdim onu.” Son sözleridir açlık sanatçısının…
Öykü 13 sayfa ama etkisi inanılmaz
büyük.
Yorumlar
Yorum Gönder