Taaşşuk-ı Talat ve Fitnat - Şemsettin Sami; edebiyatımızın ilk romanı olan ve 1872 yılında Şemsettin Sami tarafından yazılan, beni hüngür hüngür ağlatan sıcacık bir hikaye. Belki biraz klişe gelebilir yeni nesil okuyucularımıza. Çünkü çok film de rast geldik, çok yerde benzerini okuduk. Güzel bir yaz akşamın da balkonda serinlemeye çalışırken elime almıştım bu kitabı. Yerimden kalkmadan ise bitmişti. Hala okumayan ne çok şey kaybetmiştir diye düşünmüştüm. Coğrafyamızın hala az da olsa devam etmekte ki o kültürü beni üzmüştü... Kadınlarımızın iş hayatında yerlerinin olmaması, kız çocuklarının okula gidememesi, küçük yaşta gelinler… Daha da kötüsü buna alışmak, yadırgamamak. Kadınların, kızlara iyilik yaptıklarını zannederken kötülük yapması. Koca bulmak, aracılık yapmak, kız kısmının neyine gerekler… Evet bunlar bana kalırsa olmaması gerekenler, eski kitaplarımızı okudukça bu durumun ne kadar yaygın olduğunu görebiliyoruz. Kitabımıza gelirsek, sürükleyici bir hikaye ile sizi birkaç saat başından kaldırmadan tek solukta okutacak kendini. Beni en etkileyen ise Talat’ın kadın kılığına girdiğindeki hisleri, sokakta dolaşırken ki o rahatsız bakışlar, sözler ve nicesi… Kitabımızın hikayesi İstanbul’da geçiyor. Okurken o eski İstanbul’da dolaşmayı arzuluyor insan. Şahsen ben eski İstanbul’u görebilmek için çok şey verebilirdim. Artık zaman makinesi icat edilmeli.
Taaşşuk-ı Talat ve Fitnat konusu ise;
Talat iyi bir işi olan, kibar, efendi, dürüst ve herkes
tarafından sevilen bir delikanlıdır. Her gün işe gidip gelirken uğradığı Hacı
Baba’nın tütün dükkanın da üvey kızı Fitnat’ı görür ve ona aşık olur. Hacı Baba
huysuz ve kaba bir adamdır. Fitnat ise üvey babasının baskısında yetişen
dışarıya dahi çıkamayan becerikli bir kızdır. Gel gör ki Fitnat’ta Talat’ı
görmüş ona aşık olmuştur. Talat, Fitnat’ı görebilmek için kadın kılığına girerek sık sık Hacı Baba’nın evine gider. Kendini de Talat’ın kız kardeşi
olarak tanıtmıştır. İsmi de Ragibe’dir. Fitnat’ın dikiş hocası Şerife Hanım ise
Fitnat’ı zengin ve dul bir adam olan Ali Bey’le nikahlamayı düşünür. Fitnat
yanaşmaz çünkü Talat’a aşıktır. Bu iki genç şayet evlenemezlerse kendilerini
öldürmeyi bile düşünür. Şerife Hanım; Fitnat’a bir oyun düzenleyerek yazlığa
götürür. Fitnat ise bu evin düğün evi olduğunu biraz geç anlar, evet bu ev
kocası Ali Bey’indir. Ali Bey karısını zamanında sinirlenerek kapıya atmış
ancak geçen zamanlar da pişman olmuşsa da karısı ve ailesi tekrar barışmaya müsaade
etmemiştir. Ali Bey ayrıldıktan sonra karısının hamile olduğunu öğrenmiş ancak
geç kalmıştır. Fitnat kendini asla Ali Bey’e teslim etmez, feryat figan ağlar.
Kavga ederler ve Ali Bey’in elinde bir muska kalmıştır. Bu muskayı Fitnat hiç
açmamıştır. Ali Bey ise muskayı açtığın da neye uğradığını şaşırarak acınası
bir halde Fitnat’ın odasına koşar. Fitnat, Ali Bey'in kızıdır. Ancak artık çok geçtir çünkü Fitnat böyle bir
hayattansa aşkı için kendini öldürmeyi seçmiştir. Bu durumun acısına
dayanamayan Ali Bey delirmiş ve çok kısa bir süre daha yaşamıştır. Talat’ta
aynı şekilde hayatına son vermiştir.
Hala okumayanlar varsa 120 sayfalık bu kitabi biran önce
okumanızı tavsiye ederim.
Yorumlar
Yorum Gönder