Son dönemin efsanesi La Casa de papel ismini duyunca
istemsiz izlemeyen kaldı mı acaba diye düşünüyorum. Dizimiz konu ve heyecanlı
sahneleriyle bizi kendine fazlasıyla bağladı. Ayrıca bir kitaptan uyarlandığını
da duydum. Ben de ablamın dürtüklemesiyle e hadi izleyelim dedim . Gel gör ki
başladıktan sonra tek solukta izlemek istedim dersem çokta doğru olmaz yeri
geldi sıkıldım yeri geldi ofladım bu ne saçma bir şey diye ama genel itibariyle
ne kadar beğenip bağlandığımı diziyi bitirdikten sonra anladım ah o son bölüm…
Kısaca özetlemek gerekirse ben soyguncuları çok zeki değil, polisleri biraz
aptal buldum. Birde soygunu gerçekleştirenler bunu öyle güzel bir sebebe
bağlamışlardı ki halk ve birkaç polisimiz de onların tarafına geçmişlerdi. Ben
ekibin suçlulardan değil de gerçek fakir ve zor durumda olan insanlardan
oluşmasını daha anlamlı bulabilirdim. Suçlu olunca onlara güvenmem biraz zor
oldu. Ama İspanya da durum biraz farklı sanırım 5 günlük süreçte hem gerçek
aşkı hem de parayı bulanlarımız oldu…
İşte la casa de papel karakterleri;
Profesör
Profesör: Yıllarını bu plana adayan dizimizin dahi adamı.5
günlük süreçte neredeyse ekibinin alacakları nefes sayısını hesaplamış bir
adam. Polisi yanıltmaları, zaman kazandıracak planları, atılacak bir sonraki
adımın ne olduğunu ve daha bir sürüsü… Ama ne var ki hayatın da planları var
profesörcüm… Sen öyle kusursuzca dalga geçer gibi polislerle muhatap olup bir
de görevden sorumlu müfettişe yakınlaşmak istersen hayatta seni ona aşık eder
tabii... Ama bu kadar kusursuz planın için de profesörün müfettişle yakınlaşmasını
cidden anlamsız bulmuş ve sinirlenmiştim. İlkelerimiz ise şöyle; kimseye zarar vermek yok, bu bir soygun değil;
Robin Hood hikayesi. Sahi en sevdiğim sahnesi ise olaydan sorumlu müfettişin bu
duruma inanmasını sağlayıp, bir de kendi tarafına geçirmesi. Ne diyelim ikna
kabiliyeti.
Müfettiş Murillo
Müfettiş Murillo: Dizimizin olaydan sorumlu müfettişi, bana
biraz beceriksiz gelmiş olsa da... Profesörle telefon da başa çıkma konusunda
gerçekten iyiydi. Bu polislerde anlamadığım noktaysa biri konuşmak istemezse kesinlikle
zorlamıyorlar. İnsan hakları baya gelişmiş. Bizim dizilerde döve döve
konuşturuyorlar. J Murillo’muz
ailesinde şiddetli geçimsizlikten dolayı boşanma sürecinde başında bayağı dert
var. Kızının velayetini düşünüyor aynı zamanda. Böyle karaktersiz bir adamdan sonra
profesörün inci değerinde ki cümleleri ve şefkatli kolları onun kalbine
dokunmuş olsa gerek.
Tokyo
Tokyo: Sizin Tokyo şehrini duyduğunuz da zihniniz de nasıl
bir görüntü oluşur bilemem ama benimkin de yüksek yüksek binalar ve o meşhur
caddede hızlı hızlı geçen kalabalık sürekli bir yoğunluk ve acelecilik… Tokyo’cuğum
da tam olarak böyle hızlıca karar alıp düşünmeden aceleci bir şekilde
kararlarını hayatına uyguluyor. Durup düşünme sorgulama pek ona göre değil,
öfkemizi kontrol etmede de zorlanıyoruz. He bir de o güzel tarzı, saçları.
İzleyen bayanların bir an için saçlarını bu tarz yapmak aklının ucundan
geçmiştir eminim. Berlin’le oynadığı Rus Ruleti en favori sahnelerimden. Berlin
‘ in intikamı daha da kötüsü; bağlayıp polise teslim etti Tokyo’muzu . Ben bir
an için rüyadır ya bu kesin diye düşünmüştüm ama. Japonya nasıl dünya savaşında
aldığı darbelerden sonra ayağa kalkıp toparlandıysa tokyo da aynı şekilde toparlanıp
polisin elinden kurtulup darphaneye tekrar girebildi. Hem de ne giriş dizinin
en havalı sahnelerindendi. Rio’muzla yaşadığı aşka kimseler inanmasa da onlar
bizleri yanılttı ve birbirlerini gerçekten sevdiklerini ispatladılar bize.
Rio: Peki ya Rio şehrini düşündüğünüz de? Karnaval gelir benim
aklıma o meşhur eğlence. Tek gaye dans dans dans… Rio’muz da o masumluğuyla ve
kendinden yaşça büyük sevgilisi tokyoyla eğlenceyi ararken kendini burada hayal
etmiştir herhalde... Rio ekibin en zayıf noktası polisler bu yüzden ilk onu
buluyorlar. Tabi ki bu zayıflığı da kullanmak istiyorlar. Dahi profesörümüzün
bunu da önceden tahmin etmesi ile Rio’nun polislerle iletişim kurduğunda ona ne
vadedeceklerini tek tek söylüyor ve onlara yem olmasını engelliyor, aslında bir
an için o kapalı alanda cazip gelen tekliflerini güzel bir küfürle onlara
yediriyor. Tabii onun için ilk sırada Tokyo var belki de o olmasa kabul
edebilirdi çünkü tokyo polise teslim edildikten sonra içeriden kaçmak için
rehinelerle iş birliği bile yapıyor.
Nairobi: Ne yazık ki bu şehri tanımıyordum. Kenya’nın
başkentiymiş. Görsellere baktığımda beni pek cezbeden bir şehir olmadı
açıkçası. Evet oyuncumuz da bu şehir gibi yıkık döküktü, darphaneden sonra bu
şekilde gelişim göstereceğine inanıyorum. Nairobi başlı başına en hoş karakter,
kadını görünce işte hatun diyesim geliyor. J
Nairobi’miz orada işi için bulunuyor ve sizin eğlenceniz de aşkınız da beni
ilgilendirmiyor şu işi biran önce halledip gidelim kafasında. J Nairobi’miz
soğukkanlılığı kararları ile ortamı idare edebilme yeteneğine sahip ancak ters
giden durumlar, kapana kısılmışlık ve çaresizliği bize çok güzel yansıtıyor. Ne
yazık ki Türkiye’de Karadenizli olduğu
düşünülüyor. Ben Erzurum da olabilir
diyorum. J
Moskova: Bu şehri düşününce üşüyorum. Soğuk, sakin ve boş
sokaklar canlanıyor zihnimde. Moskova da bu şekilde sanırım yaptığı hatalar
içini üşütse gerek. Ekibin babası ve saygı duyduğu karakter. Oğluyla birlikte
girdiği bu plandan çıkamıyor ne yazık ki. Dizinin en samimi oyuncularındandı bence.
Denver
Denver: Denver şehri ile de bir fikrim yok ne yazık ki. Ama Denver bana hiç yabancı bir sima gelmedi.
Bağcılar da Esenler de rastlayabileceğimiz bir tip sanki J Kim ne derse oraya
savrulan gazla çalışan bir karakterdi bence. Bir Berlin in tarafında, bir
tokyon un tarafında, bir Nairobi nin tarafındaydı. Canım sende kuraydın kendi
egemenliğini… Ben Denver’li sahneleri biraz daha yüksek bulmayı umardım. O da
şanslıydı çünkü gerçek aşkı buldu J
Monica: Denver’in biricik aşkısı. Dizinin en çok sillesini
yiyenlerden. Rehine olacağı günün sabahın da hamile olduğunu öğreniyor. Yaptığı
yanlışın farkına varmıştı ancak karşısındakinin böyle karaktersiz bir adam
olduğunu bilemezdi tabi ki. Dostu Arturo tarafından telefon çalması öneriliyor,
o da yaparım diyor ve yakalanıyor. Berlin tarafından öldürülmesi emrediliyor, fakat yumuşak kalpli Denver bu görevi
yapamayıp kızı sadece bacağından vuruyor, daha sonra 5 gün boyunca ona bakarken
de birbirlerine aşık oluyorlar. Ancak 5 günde kurşun yarasının iyileşmesini
biraz saçma bulmuştum. Tabi bir de saçma olan sekreter kızımızın bir anda usta
gibi polise ateş açmasıydı… Monica’da rolünün hakkını gerçekten vermişti.
Arturo
Arturo: Evet evet evet. Dizinin en çok küfür yiyenlerinden. Sürekli
bir kurtulma planı ile herkesin başına yiyecekti nerdeyse. Neyse ki bir planı
işe yaradı da birçok rehinenin kurtulmasına vesile oldu. En iyi oyunculardandı
ve Berlin’in bu adamla kafa buluşları tam bir harikaydı. En iyi sahnesi ise
bence polis tarafından soyguncu sanılarak vurulmasıydı. Tabi akıllanır mı asla.
Kurtulma planlarından hiç vazgeçmedi. En son Bombayla paketleyip, yerine
oturttular da biraz kafaları dinlendi.
Berlin
Berlin: Ahh Berlin!! Astımı tabi ki en sona sakladım. Berlin’i
anlatmaya kelimeler yetmez. Berlin’i düşününce sebebini bilmem ama zihnimde bir
gürültü oluşuyor. Fazlasıyla kuralcı ve yüksek sesle konuşan insanlar. Tabi
bunun sebebi çevremizde ki Almancı akrabalar da olabilir. Sanırım Berlin’de bu
gürültüye dayanamamış olsa gerek ki beynin de bazı hasarlar oluşmuş.
Karakterimiz empati yoksunu bir insan. Bizim duygularımız, düşüncelerimiz onu
pek bağlamıyor, çünkü beyni bu duruma izin vermiyor. Dizinin en sağlam
karakteri. Yeri geldi onun gibi olmayı istediğimi düşündüm dünya yansa umurunda
değil, sadece kendisi vardı dizi boyunca. Peki ya o son bölüm, o fedakarlık da
neydi. Asla bekleyemezdim böyle bir durumu. Arkadaşları için feda etti kendini
Berlin’imiz. Onu düşününce kulağımda bella ciao çalıyor. Zaten diziyi
bitirdikten sonra bu parçanın altında diziyle alakalı yorumları görebilirsiniz.
Ne diyordu Türkler ; Darphane evimiz , Berlin babamız J
Hahaha çok iyi olmuş bu :D
YanıtlaSilBeğenmene sevindim gerçekten 😊 teşekkür ediyorum 🙊😘
Sil